Aşağıda 2 farklı hitabet metni göreceksiniz.
Metni okurken diksiyon kurallarının yanı sıra dikkat etmeniz gereken bir başka konu mantık değer vurgusudur.
Öncelikle, bilinmesi gereken vurgunun ne olduğudur. Birçok dilbilgisi kitabında yazdığı gibi, tümce vurgusu tümce içindeki sözcüklerden birinin diğer sözcüklerden daha şiddetli söylenmesi değildir. Vurgu, temelde, sözcük vurgusu ve tümce vurgusu olmak üzere ikiye ayrılır. Sözcük vurgusu, sözcük içindeki hecelerden birinin diğer hecelere oranlar daha şiddetli söylenmesi; tümce vurgusuysa, tümce içinde odaklanacak sözcüğün vurgulu hecesinin, diğer sözcüklerin vurgulu hecelerine oranla daha şiddetli söylenmesidir.
Sözünü ettiğimiz mantık değer vurgusuysa, tümce vurgusu yapılacak hecenin, soluk ve ses kontrolüyle ve özellikle tını şiddetini doğru kullanarak şiddetli söylenmesidir.
Topluluk önünde konuşurken etkili olmak istiyorsanız, mantık değer vurgusunu doğru kullanmak zorundasınız.
Aşağıda verilen metinleri, mantık değer vurgusu yapılacak yerleri belirleyerek ve doğru uygulayarak okumalısınız.

BRUTUS’UN SAVUNMASI
Sözlerimi bitirinceye kadar sabredin… Yurttaşlarım, Romalı Kardeşlerim, susun! Göstereceğim sebebi dinleyin… Susun ki beni dinleyesiniz. Namusum hakkı için söylüyorum, bana inanın. Namusuma değer verin ki, bana inanasınız. Beni düşünerek tenkit edin. Düşünme gücünüzü işletin ki, rahat kararlar verebilesiniz.
Bu toplulukta biri varsa, Sezar’ı seven biri varsa, ben de ona diyorum ki: Brutus’un Sezar’a karşı duyduğu sevgi onunkinden hiç de aşağı değildi. Eğer, Sezar’ın bir dostu: “Öyleyse neden Brutus, Sezar’a karşı ayak diredi?” diye sorarsa, cevabım şudur: “Sezar’ı sevmediğimden değil, Roma’yı çok sevdiğimden… Sezar’ın ölümüyle hepinizin özgür olması, Sezar hayattayken hepinizin tutsak olarak ölmesinden daha mı kötü? Sezar beni severdi, onun için ağlıyorum. Sezar’ın bahtı açıktı, benim de gönlüm ferah…
Aranızdaki tutsaklığı dileyen biri var mı? Varsa söylesin. Çünkü ben, ona göre suçluyum. Yurdunu sevemeyecek bir alçak var mı? Varsa söylesin. Çünkü ben ona göre suçluyum. Bekliyorum, cevap verin…

GENÇLERE ÖĞÜT
Behçet Kemal Çağlar, bugünkü Boğaziçi Üniversitesi’nin Robert Kolej olduğu zamanlarda, Kolej’i bitiren gençlere şunları söyledi:
Çocuklar, artık hayata atılacaksınız. Başarılı olmanız için kendinize iyi örnekler seçmeye mecbursunuz. Sizlere teklifim, yokuştan inerken göreceğiniz aşı boyalı bir evin önünde durup düşünmenizdir. Vaktiyle orada sadece kalemi ile istibdada, zulme, cesaretle kafa tutan Tevfik Fikret adlı biri yaşamıştı. Ona benzemeye çalışın.
Eğer kendinizde o kudreti bulamıyorsanız, yokuştan biraz daha aşağı inin, solunuzda, Rumelihisarı’nın burçlarını göreceksiniz. O kaleyi, aşağı yukarı sizin yaşınızda bir genç, Fatih Sultan Mehmet yaptırdı ve ülkesine İstanbul’u kazandırdı. Ona benzemeye çalışın.
Şayet bunu da göze alamazsanız, daha aşağılara inince bir mezarlığa rastlayacaksınız; içinde dünyanın bütün güzelliklerini şahane bir şekilde dile getirmiş şair Yahya Kemal yatıyor. Onun gibi olmaya bakın.
Yok, bunu da yapamam derseniz, yolunuza devam edin, karşınıza deniz gelecek; kendinizi hemen oraya atın.