“Konuşmak yalnızca düz bir iletişim aracı değildir. Kişinin tüm duygularının yanı sıra düşüncelerini de çevresine ulaştırabildiği en etkin yoldur.” Öyle insanlar vardır ki; onlar konuştukları zaman soluduğunuz havanın bile onların sayesinde olduğunu zannedersiniz. Yani; konuşmaları öylesine etkilidir ki, bulundukları her ortamda, kısa bir sürede insanları etraflarında halka yapmayı başarırlar ve çevreleri üzerinde kıskanılacak bir etkileri vardır. Konuya başka bir açıdan bakacak olursak, bildiğiniz gibi iş görüşmelerinde işveren personelini işe almadan evvel bir mülakattan geçirir. Burada amacı sınırlı bir sürede karşısındakini maksimum ölçüde tanımaya çalışmaktır. Bu görüşmelerin sonunda bazen bir bakarsınız sizden çok daha az özelliklere sahip birisine, o çok istediğiniz işi, kaptırıvermişsiniz, hatta bazen hoşlandığınız kişiye bile… “Bu işin sırrı nedir?” diyecek olursanız bu cevap son derece açık; güzel konuşmayı becerebilmek… Çünkü konuşmak yalnızca düz bir iletişim aracı değildir. Kişinin tüm duyguları yanı sıra tüm düşüncelerini de çevresine ulaştırabildiği en etkin yoldur. Güzel konuşmak için; Psikolog Jack Marrison Pollack diyor ki: Önce dinlemeyi bilin: Birçoğumuz, ne söyleyeceğimizi düşünmekten, başkalarının söylediklerini doğru dürüst dinlemeyiz. Eğer siz onları dikkatle dinlerseniz, onlar da sizi, ilgiyle dinler. Başkalarını ilgilendiren konulardan söz edin. Karşınızdakine yetenekli olduğu konuda konuşma imkanı verirseniz, sıkıntılı bir sessizliği önlersiniz ve çoğunlukla karşınızdaki, anlattıklarına o denli dalar ki, iki insanın konuşmasına en çok engel olabilecek olan sıkılganlığı, unutmuş olur. Sıkıcı ayrıntıdan kaçının: Konuşurken, en küçük ve gereksiz; hiçbir noktayı atlamadan anlatırsanız, karşınızdaki kişi, siz daha ana konuya gelinceye kadar sıkıntıdan patlar ve ilgisi dağılır. Kesin ifadelerle konuşmaya çalışın: Konuşmaya, başlamadan durup, önce aklınızda kelimeleri seçin. Bir konudan ötekine atlamayın. Konuşurken, konuştuğunuz kişinin yüzüne bakın, mırıldanmayın. Sorularınızı yerinde sorun: Bir sorunun akıllıca sorulmasıyla, karşınızdaki kişinin “açılmasına” sebep olursunuz. “İşler nasıl?” ya da “ne haber?” gibi sorular gereksizdir. Fakat, “işe nasıl başladınız?” veya “sizce nasıl” gibi sorular karşınızdaki kişiyi konuşturur ve sizin de gerekenden fazla konuşmanızı önler. Öfkelendirmeden karşı çıkmayı öğrenin: Çoğu kez, ne konuştuğunuz değil de, nasıl konuştuğunuz önemlidir. Dostça bir tartışma konuşmayı zenginleştirir, fakat sertçe sarf edilen bir söz, iki tarafın da hırsa kapılıp, birbirlerinden uzaklaşmalarına sebep olur. Kimsenin sözünü kesmeyin: Eğer biri konuşurken konuşmaya girmeniz gerekirse, konuşmayı keserken yumuşak bir cümle kullanmanız gerekir. Hoşgörülü ve anlayışlı olun: Çoğu kez bizi sinirlendiren ve rahatsız eden kişilerle konuşmak zorunda kalırız. Böyle durumlarda konuşulan konu ile ilgilenmeye çaba harcayın. Övgü, çok zaman işe yarar: Birini haklı olarak övmek onu ilgisini kazanmak olur. İnsanlara kompliman yapmayı öğrendiğiniz an, sohbetiniz de daha zenginleşir. Kendinizi birçok konuda geliştirin: Kitap okuyun, hobiler geliştirin, araştırıcı olun. Böylece sohbetleriniz zenginlik kazanır. Diksiyon.org