Erken başlayın; bir konuşma yapmak zorundaysanız, daha sonra değil, hemen işe başlayın. Hazırlanmak için ne kadar çok zamanınız olursa, kendinizden o kadar emin olursunuz.

Dinleyicilerinizi tanıyın; kime konuşacağınız hakkında bulabildiğiniz kadar bilgi edinin. Dinleyicilerinizin ortak özellikleri nelerdir? Eğitim düzeyleri nasıldır? Bu tür sorulara ne kadar çok yanıt bulabilirseniz, konuşmanızı onların duymak isteyeceklerine o kadar çok odaklayabilirsiniz.

Orijinal olmak konusunda endişelenmeyin. Heyecanlı ve kalpten gelen bir konuşma yapar ve söylediklerinize inanırsanız, seçtiğiniz konu hakkında konuşan ilk ya da 15. kişi olmanız fark etmez. Tüm orijinalliğiniz sesinizdirdir.

Basit olun. Kısa ve öz bilgi parçacıkları, dinleyicilerin söylenenleri daha kolay algılamalarını sağlar.

Onlara bir fırsat sunun; dinleyicilerinizin sorunlarına çözüm bulun; onların düşünce ve eylem biçimlerini zorlayacak bir iddia öne sürün ya da onlara yeni bir şey öğrenme fırsatı sunun. Konuşmanızı, sunduğunuz fırsatın çevresinde şekillendirin. (“Bugün size işlerinizi sürekli erteleme eğilimini yaşamınızdan sonsuza dek silmeniz için 3 araç sunacağım.”)

Bir diyalog yaratın.Yaptığınız işi “bir konuşma yazmak” şeklinde düşünmeyin. Bunu, sizinle dinleyiciniz arasında bir diyalog yaratmak olarak değerlendirin.

Dinleyiciyi konuşmanın içine alın.Diyalog hissini yaratmak için dinleyicinizle etkileşimde bulunun. Onlara soru sorun (“Kaçınız bu konuda hemfikir?”); yapacak iş verin (“Bir sonraki gerçeği yazmanızı istiyorum…”).

Kendinizi dinleyin.Konuşmanızın kulağa nasıl geldiği, nasıl okunduğundan daha önemlidir. Konuşmanızı göze değil, kulağa hitap edecek biçimde oluşturun.

Prova, prova, prova! Konuşmanızı mümkün olduğunca sık prova edin; sürekli tekrarlayın. Böylece, mükemmel bir sunum yapabilirsiniz.

Eğlenin. Konuşmanızı oluşturma sürecinin kolay ve zahmetsiz geçmesine özen gösterin. Süreci eğlenceli kılarsanız, bu durum konuşmanıza da yansır ve süper bir sunum yapmış olursunuz!

Kaynak. Jim Allen